Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında en önemli tedbirlerden birisi olan maskede satışlarda hiç olmadığı kadar artış yaşanıyor. Bu artış üreticileri olumlu anlamda etkilerken, ihracat oranları ve yaşanan sorunlar da gündeme geliyor.
Maske satışlarının salgının ilk görülmeye başladığı günlerde, bulunmama sorununa farklı çözümler getirilmişti.
Zamanla bulmakta güçlük çekilen maskelerin üretiminde artış yaşandı. Öyle ki, son günlerde ihracat oranları da çok sık gündeme geliyor.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçilari Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir, SEİS Başkan Yardımcısı Levent Mete Özgürbüz ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Medikal Meclis Başkan Yardımcısı Erkin Delikanlı, cerrahi tek kullanımlık ve bez maskelerin ihraç durumunu Independent Türkçe’ye değerlendirdi.
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın dört bir yanından maskeye çok yoğun bir talep olduğunu belirten İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, salgın nedeniyle Türkiye’nin hazır giyim ihracatının 2020’nin ilk 5 ayında yüzde 26,1 daralırken maske ve koruyucu kıyafet ihracatında ise büyük sıçrama olduğunu ifade etti.
Gültepe, “5 ayda maske ve koruyucu kıyafet ihracatı yüzde 290 milyon dolara yükseldi. Türkiye söz konusu dönemde kabaca 84 milyon dolarlık maske, 206 milyon dolarlık da koruyucu giysi ihracatı gerçekleştirdi. Maske ve koruyucu giysilerin toplam hazır giyim ihracatındaki payı yüzde 5,1’e yükseldi” dedi.
TOBB Medikal Meclis Başkan Yardımcısı Erkin Delikanlı, “Sağlıkta tedarik zincirinin en altında yer alan maskede dahi Çin’e bağımlı olunduğunu görünce bunu daha somut bir şekilde anlamış olduk” ifadelerini kullandı.
Delikanlı, “Biz ülke olarak ortak akıl, iş birliği, güven ve özveri sayesinde bu sürecin üstesinden gelebildik ancak dünya geneline baktığımızda çoğu ülke sistemsel eksiklikler nedeniyle bu süreci daha ağır bir şekilde atlattı” dedi.
Delikanlı, “Maske üretiminde dünya pazarında hazır iyi bir oyuncu olabilecek güce sahipken şimdi bu gücü fırsata çevirmenin tam zamanı. Şu an ilgili bakanlıkların desteği, konfeksiyon sektörü ve tıbbi cihaz endüstrisinin birlikte hareket etmesiyle bu alanda çeşitli ve kabul gören maskeler üretilmeye başlandı. Her iki maske çeşidi içinde temin problemi ve hammadde problemi yaşamamakla birlikte; sadece zaman zaman dağıtım ve tedarik konusunda problemlerle karşılaşabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Salgın döneminde yurt dışına çok ciddi miktarlarda koruyucu malzeme ihraç edildiğini aktaran SEİS Başkanı Metin Demir, maske ve koruyucu ekipman ihracatına dair şunları anlattı:
Bu üretimin, ulaşılan kapasite düşürülmeden devam etmekte olduğunu tekstil sektörünün dahi koruyucu ekipman üretimine yoğunlaştığını kaydeden Demir, “Ülkemizde '1 maske ihracatına devlete 1 hibe, 3 tulum ihracatına devlete 1 hibe' uygulamasına rağmen ciddi ihracat yapıldı. Bu uygulamanın üreticilerimiz açısından maliyeti iki katına çıkarmasına rağmen oldukça anlamlı miktarda yurt dışına satış yapıldı. Hibe uygulaması kaldırılsa, ihracat serbest bırakılsa bu oran daha da artacak” diye konuştu.
Bu sürecin ihracat açısından bir fırsat olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Demir, “Bu süreç etkili değerlendirilmeli. Çünkü bir ay sonra aynı fırsat devam etmeyebilir. Bu ihracatın daha fazlasını yapabilirdik çünkü Avrupa üretim yapamadı, ihtiyacı olan ülkeler kalite sorunu ve pandemi nedeniyle Çin'den malzeme almak istemedi. Bu dönemde Türkiye neredeyse tek üretim yapan ülkeydi. Şimdi Çin yavaş yavaş piyasada yerini almaya başladı” dedi.
Maskede günlük 5 milyon üretim kapasitesinin 50 milyonlara gelmiş durumda olduğunu kaydeden SEİS Başkan Yardımcısı Levent Mete Özgürbüz, “Maske kumaşı 'nonwoven' üreticisi olan dünyada 5'nci ülkeyiz. Maske, tıbbi koruyucu tulum, önlük gibi ürünlerin üretiminde kullanılan 'nonwoven' kumaş fiyatları da bugünlerde ne yazık ki 6 kata kadar arttı” ifadelerini kullandı.
Tedarik sorunun çözümü için İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere, Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na yazılı başvuru yaparak önerilerini sunduklarını söyleyen Özgürbüz, “Bu konuda özellikle karaborsacılık yapıldığından, İçişleri Bakanlığı'ndan katkı ve destek beklediğimizi ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
Özgürbüz, “2003 yılından 2020 yılına gelinen noktada Türkiye'nin 14 milyon dolar ihracatı bugün 600 milyon dolara yükseldi. İlaç, tıbbi cihaz ve sağlık hizmet sunucularıyla birlikte biz ülkemizi pazar konusunda daha iyi bir yere getirmek istiyoruz. Bu bilgi birikimini, insan kaynağını, yazılımı ve üretimi dünyaya ihraç ediyor olmamız lazım. Regülasyonlara adapte olup ihracatta çok şey yapabiliriz” dedi.